Dudak kanseri, en fazla alt dudakta görülür. Bazen ağız köşesinde ya da üst dudakta görülebilir. Bu kanser türünün erkeklerde daha fazla görüldüğü bilinir. 60 yaşından sonra dudak kanseri olma riski yüksektir. En büyük risk faktörleri; sigara, pipo, nargile ve UV ışınlarıdır. Diğer risk faktörleri de alkol, sağlıksız beslenme, bağışıklık sisteminin düşük olması, cinsiyet, genetik problemler ve ağız hijyeninin olmaması sayılabilir.
Hangi Belirtileri Gösterir?
- Uzun bir süre boyunca yaraların iyileşmemesi,
- Dudaklarda meydana gelen şişlik ya da yumru görünümü,
- Dudaklarda kırmızı ya da beyaz yamaların meydana gelmesi,
- Dudak hareketlerinde kısıtlılık veya bozukluk olmasıdır.
- Bu belirtilerden herhangi biri, en az 2 hafta boyunca devam ederse doktora başvurulması önerilir.
Dudak Kanseri Korunma Yöntemi ve Erken Teşhis Durumu
Dudak kanserinden korunmanın en iyi yolu, risk faktörlerinden kaçınmaktır. Özellikle sigara ve türevlerinin kullanılmaması, dudak kanserinden korunmada önemli bir yoldur. Dudak kanseri hastalığına bir kez yakalananlar da, hastalığın tekrarlamaması açısından risk faktörlerini ortadan kaldırmak zorundadırlar.
Bu kanser türünde rutin olarak yapılan bir test bulunmaz. Buna rağmen, birçok hekim veya hastanede dudak kanseri ile ilgili muayene olunabilir ve erken teşhis mümkündür. Kanser riski taşıyan kişiler, şüpheli bölgeden biyopsi ile test yaptırabilirler.
Tedavi Yöntemleri Nedir?
Cerrahi tedavi ile dudaktaki kanserli hücrelerin yok edilmesi, en yaygın yöntemdir. Yöntem, genelde erken evredeki kanserler, küçük yara halindekiler ve yayılmamış olanları için uygundur. Bu kanserde birçok onarım seçeneği bulunur. Kullanılacak onarım yöntemi, kanserli hücrelerin olduğu bölge ve dudaktaki kapladığı alanla ilgilidir.
İkinci bir tedavi yöntemi de radyasyon yöntemidir. Gerekli ise radyasyon tercih edilir ve aynı zamanda bazı hastalara kemoterapi de takviye edilir. Bu tamamen hastalığın ilerleme durumuyla ilgilidir. Bilindiği üzere kemoterapi, kanserli hücrelerin tedavisi için kullanılan anti-kanser ilaçlarıdır. Bu ilaçlar kana karışarak, vücutta yayılmış kanserli hücreleri yok eder.
Hastalığın tedavisini gören her kişi, tedavi bitse bile kontrollere ve takip çalışmalarına katılmalıdır. Takip sırasında olası durumlar değerlendirilir ve yapılan testler ile öngörü oluşturulur.
