Panik bozukluk, kendiliğinden gelen korku atakları ile karakterize olmuştur. Bu rahatsızlığı yaşayanlar kalp krizi, felç, ölmek, bayılmak gibi durumların başlarına gelmesinden korkarlar. Korku esnasında kısa sürede gerçekleşen kalp çarpıntısı, titreme, nefes darlığı, üşüme ve terleme durumları yaşanır. Yaşanan her nöbet, panik bozukluk anlamı taşımaz. Nöbet aynı zamanda diğer ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların da sebebi olabilir.
Panik Bozukluk Ne Sıklıkta Yaşanır?
Bu rahatsızlığı olan kişilerin, yaşamları boyunca panik nöbeti geçirme ihtimalleri %10 civarındadır. Her yaşta başlayabilir ancak, en fazla yetişkinlik döneminde görülür. Kadınlarda yaşanma olasılığı erkeklere oranla 2 kat daha fazladır. 65 yaş üzeri kişilerde ise görülme ihtimali daha azdır. Aynı zamanda agorafobi de olabilir. Yalnız başına sokağa çıkamama veya kapalı ortamlarda sıkışıp kalma korkusu agorafobi olarak bilinir. Böyle durumlarda insanlar panik atak geçireceği için, bu durumdan utanırlar veya yardım alamayacaklarını düşünürler.
Panik Bozukluğun Nedenleri
Tüm ruhsal sıkıntıların temelinde olduğu gibi bu hastalığın temelinde de ruhsal ve biyolojik etkenler yer alır. Bedensel duyumların yanlış yorumlanıp felaketleştirilmesi, korkuyu tetikler ve tam bir atak nöbeti, ayrılık anksiyetesi, ölümden korkma gibi durumlara zemin hazırlar.
Tedavisi Nasıldır?
İlaç ve psikoterapi yöntemi tedavide etkilidir. Böylece hastalarda tam bir iyileşme görülebilir. Hastalığın sıklığı ve tanısı tedavide oldukça önemlidir. Hastalığın belirtileri ortadan kalkarsa; tedaviye devam edilmesi doktorun önerisine göre olmalıdır.